Burgazadası’na gidenler bilir vapurdan inenleri ”Hiştt! Hiştt..’ diye çağıran adalı bir hikayeci vardır orada. Ada’nın ortasına küçük bir büstü dikilen Türk hikayecilerinden Sait Faik gelen gidenin ardından tıpkı öyküsündeki gibi sanki usulca seslenir: Hişşt! Hişşt!
Sait Faik Abasıyanık demek biraz denizdir, biraz kuşlardır ama en çok Burgazadası’dır şüphesiz. Çünkü hikayelerinde önemli bir yeri olan Burgazadası aynı zamanda Abasıyanık’ın ömrünün son yıllarını geçirdiği yer olarak biliniyor. Bu adada pek çok hikayesini kaleme alan Sait Faik’in vefatından sonra yaşadığı evi annesi Makbule Hanım tarafından 1959 yılında önce müzeye çevriliyor ardından da Darüşşafaka’ya bağışlanıyor. 1964’ten bu yana Sait Faik okuyucularına hizmet veren müze ne yazık ki, 2009 yılından bu yana bakım gördüğü için kapalıydı. Dört yıllık bir çalışmanın ardından geçen hafta müzenin kapıları Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, İş Bankası Kültür Yayınları Genel Müdürü Ahmet Salcan , 59. Sait Faik Abasıyanık Hikâye armağanını kazanan yazar Sine Ergün ve Abasıyanık okuyucularının katıldığı bir törenle yeniden açıldı.
SAİT FAİK’E SEN DE MEKTUP GÖNDER
Sait Faik’in özellikle yaz aylarında annesiyla birlikte vakit geçirdiği Burgazada Çayır Sokak 15 numaradaki müze evi, Sevengül Sönmez küratörlüğünde geniş çaplı değişiklikler geçirdi. Abasıyanık’ın özel eşyalarından, mektuplarından, fotoğraflarından yola çıkılarak yeniden dizayn edilen müzenin kapıları pazartesi günü hariç her gün ziyarete açık. Müzede bundan sonra öğrenciler için çeşitli etkinliklerin düzenleneceği bir bölüm daha eklenmiş. Misafir odası, yemek odası, yatak odası, yazarın hayatını fotoğraf ve belgelerle detaylıca anlatan iki ayrı odanın yanı sıra müzede; Sait Faik için imzalanan kitapların yer aldığı bir kitap odası ve onun mektuplarının bulunduğu bir mektup odası var. Mektup odasında, Sait Faik’in gittiği ülkelerden ailesine gönderdiği mektuplar, kart postallar dikkat çekiyor.
EŞYALARINI DARÜŞŞAFAKA’YA BAĞIŞLADI
– 18 Kasım 1906’da Adapazarı’nda dünyaya gelen Sait Faik; babasının vefatından sonra kışları Şişli’de, yazları ise 1938’de satın alınan Burgazada Çayır Sokak 15 numaradaki köşkte annesiyle birlikte yaşamını sürdürmüş.
– Sait Faik’in; 1945 yılında hastalandıktan sonra 11 Mayıs 1954’teki vefatına kadar zamanının büyük bir kısmını geçirdiği köşkü Darüşşafaka’ya bağışlaması ölümünden bir yıl öncesine denk gelmiş.
– Sait Faik, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın davetiyle, o dönem Fatih’te bulunan Darüşşafaka Lisesi’nde düzenlenen bir edebiyat matinesine katılmış. Matineden sonra okulu gezen ve gördüklerinden çok etkilenen yazar, eve döndüğünde mallarını Darüşşafaka’ya bağışlama hayalini annesiyle paylaşmış. Ölümünden sonra annesi tarafından yazarın eserlerinin telif hakları ve Burgazada’daki köşkü Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakılmış.
– Yazar Sait Faik Abasıyanık’ın yaşamına tanıklık etmiş eşyaları, fotoğrafları, mektupları, kartpostalları, eserlerine konu olan sayısız hatırasının izlerini taşıyan nice eşya ve belgeyi ziyaretçileriyle buluşturan Sait Faik Abasıyanık Müzesi, 22 Ağustos 1959’da Burgaz’ı Güzelleştirme Derneği’nin büyük çabası sonucunda açılmış.
İlk müze ev
– Sait Faik’in annesi Makbule Abasıyanık’ın büyük öngörüsü sayesinde hayata geçirilen bu müze, yazar evlerinin müze haline getirilmesi konusunda Türkiye’nin ilk örneğidir.
– Müze, 2009 yılında güçlendirme, restorasyon ve konservasyon çalışmaları nedeniyle ziyarete kapatılmış. Müzenin hem dış cephesi hem de iç cephesi gözden geçirilen müze bakım ve onarımdan sonra geçtiğimiz Cumartesi yeniden ziyarete açıldı.
‘Hikayelerinin noktalarını öperim’
Sait Faik’in Evi, başlangıçta sadece üst kattaki iki odası ziyaret edilmek düzenlenmiş ve 22 Ağustos 1959’da ziyarete açılmış. O günden beri Müzeyi ziyaret eden pek çok insan müze defterine duygu ve düşüncelerini dile getiren yazılar yazmış. Müze defterine ilk yazıyı ise Burgazadası’nı Güzelleştirme Derneği İdare Heyeti adına yazılmış. İşte o anı:
‘Bizim Burgazlı Sait Faik, büyük sözlerden hoşlanmaz. Onun için, bu hususta fazla yazmak münasip değil. Yalnız Burgazlı olarak diyebiliriz ki Sait Faik, değerli yazılarında Burgaz’ı ve Burgazlıyı mevzu almakla bize en büyük bir hatıra bırakmış bulunmaktadır. Onu Burgaz’da anlayan veya anlamayan severdi. Burgazlılar bu çok değerli ve mütevazı evladını hiçbir zaman unutmayacak.’ (Burgazadası’nı Güzelleştirme Derneği İdare Heyeti)
HATIRALARI CANLANDIRMAK
Deftere yazanlar arasında, Sait Faik hayattayken bu eve gelmiş ve onunla vakit geçirmiş olan arkadaşları da var. Onlar için oldukça buruk anılarla dolu olan bu ziyaretlerin yansımaları ise oldukça ilginç. İşte bir kaç örnek: ‘Kolay değil bu deftere bir şeyler yazmak, biz birbirimizi çok iyi anlardık. Sise dalan bir tekneye döndüm, şimdi yalnız kardeşliğini ve o bulunmaz arkadaşlığını duyuyorum’ (Halim Şefik-1988) ‘Birlikte geçirdiğimiz günün anılarını 30 yıl sonra sensiz yaşamak çok acı.. Ama sen her zaman buralarda yaşıyorsun değil mi Sait?’ (Kemal Bilbaşar -12.5. 1970), ‘Sevgili Ağabeyciğim, Bir Abasıyanık olarak anılarımla baş başa olmak beni sonsuz memnun etti.’ (Sevil Abasıyanık-13.8.1965), ‘Geçmiş günleri, hatıralarla dolu olan bu evde bir daha anmak ve canlandırmak için geldik. ‘(Mustafa Raşit Abasıyanık- 26.7.1967)
Bir başka yazı ise şair Arif Damar’dan: ‘Büyük insan, büyük yazar dost Sait Faik, Eşimi, oğlumu evine getirdim. 30 yıl önce bahçede içtiğim kahvenizi hatırladım. Her zaman seni sevdim sana saygı duydum. Seni hep bizimle bizden yana düşünmüşümdür. Saygılar sunarım sana. Birlikteyiz, her zaman. Ölüm bile yok.’ ( Arif Damar )( 26.5. 1974)
Müzeye gelenlerin büyük bir kısmı Sait Faik’in eşyaları arasında, onunla empati kurmaya çalışarak; eşyalara ve etrafa bakınıp Sait Faik’e hitap etmişler. İşte deftere bu duygularla yazılanlar: ‘Bugün evinizi ziyarete geldim. Odanızdan dışarıya bakarak hayatınızı yaşıyormuş gibiydim. En derin saygılarımla huzurlarınızdan ayrılıyorum. Ruhunuz şad olsun. ‘(Orhan – 2.11.1973), ‘ Necla, Nesteren, Ayşe de seni okuyup sevdiler. Bunu, yaşadığın yerleri gezip varlığını hissederek bu deftere tescil ettiler. Sevgiyle… ‘(8 Ekim 1988), ‘Büyük Yazar! Hikâyelerinin noktalarını öperim. ‘ ( İslam Çupi- 8.2 1972)