İstanbul’da bulunduğu semte ismini veren Yıldız Sarayı aynı zamanda Osmanlı döneminde yaptırılan son saray özelliğini taşır. Köşk ve kasırlardan meydana gelen saray, 2. Abdülhamit döneminde devletin yönetim merkezi olur. Ortaköy’den Beşiktaş sahile uzanan çok geniş bir araziye kurulmuştur. İçerisinde Büyük Mabeyn Köşkü, Malta ve Çadır köşkleri, harem binaları, cariye dairesi, marangozhane, tamirhaneler, çini atölyesi, Yıldız Cami, saat kulesi gibi çok sayıda yapı yer alır. Yine diğer saraylardan farklı olarak bahçeleriyle öne çıkar. Osmanlı Devleti’nde 33 yıl tahta kalan 2. Abdülhamit’le adı bütünleşen Yıldız Sarayı hakkında bugüne kadar ne yazık ki kapsamlı bir çalışma yapılmamış. Bu önemli eksiği kapatma görevini ise sarayın bir bölümünde ilk kez kurulan ve ismini saraydan alan Yıldız Teknik Üniversitesi üstlendi.
İLK YAPI YAHYA EFENDİ DERGAHI
Yıldız Sarayı’nın bulunduğu arsa Bizans döneminden itibaren saraya aitmiş.Buradaki ilk yapı Kanuni Sultan Süleyman zamanında inşa edilen Yahya Efendi Dergahı’dır. Daha sonraki padişahlar zamanında da köşk ve kasırlar yapılmış. 2. Abdülhamit ise oldukça geniş bir alan içinde köşk, kasır ve binalardan oluşan oldukça geniş bir alan içine sarayı inşa ettirmiş. Abdülhamit’ten sonra 5. Mehmet Reşat ve 4. Mehmet Vahdettin de sarayın bir kısmını kullanılmış.
Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde tahta çıkan 2. Abdülhamit modernleşme hareketleriyle dikkat çeken bir isimdir. 2. Abdülhamit, Osmanlının 600 yıllık birikimini ve tecrübesini Cumhuriyet dönemine aktaran kurumların tashihinde önemli bir rol oynar. Müzecilik, fotoğrafçılık, resim sergileri açmada, mimari organizayonlarda ismi öne çıkar. Aynı zamanda eğitim ve tıp alanında da kurduğu kurumlarla modernleşmenin yolunu açar. Yıldız Sarayı’nın mimarisi bu anlamda 2. Abdülhamit’in mimari, devlet, kültür sanat anlayışıyla şekillenmiştir diyebiliriz. Padişahlar içinde sadeliğiyle dikkat çeken 2. Abdülhamit’in Yıldız Sarayı’nda mimari ve dekorasyona da bu sadeliği yansıttığını görüyoruz. Hatta çoğu kişi bu kadar sıradan bina yaptırmasına şaşırmıştır. Bu dönemde yaşanan siyasi, askeri, sosyal, ekonomik, sanatsal ve kültürel olayların yankıları saray mimarisinde ve yapılanmasında da kendini gösterir. 2. Abdülhamit Rum, Ermeni, İtalyan ve Fransız mimarlarla çalışır. Yıldız Sarayı’nı Dolmabahçe ve Çırağan gibi son dönem saraylarından ayıran farkı tek parçadan oluşmamasıdır.Birbirinden bağımsız binalar üzerine kurulan sarayda binalar arasında alt geçitler, alt yollar inşa edilmiştir. Örneğin 2. Abdülhamit’in Hususi Dairesi’nden Tiyatro Binasına, Harem’e ya da Şale Kasrı’na alt geçitler bulunmaktadır.
Mefruşat ve mobilyaların pek çoğu günümüze ulaşmasa da dönemin fotoğrafları bu konuda da ayrıntılı bilgi veriyor. Özellikle dışardan gelen yabancı misafirlerin ağırlandığı salonlarda mobilyalar yurt dışından getirilmiştir. Yine sarayda çok erken tarihlerden itibaren hava gazı, kalorifer telgraf ve elektrik gibi yeni teknolojilerin kullanıldığı dikkat çekmektedir. Hatta teknolojiye önem veren 2. Abdülhamit, Yıldız Sarayı için bir tren tasarlamış.Arşivlerde çizimleri bulunan bu tren, saray içinde durakları olacak şekilde tasarlanmış ancak proje olarak kalmış.
KÜLTÜR SANATA BÜYÜK ÖNEM VERİLMİŞ
Yıldız Sarayı’nda en dikkat çeken ise kültür sanat yapılarıdır. Sanata ve kültüre ihtimam gösteren 2. Abdülhamit, sadece devlet yapılarına değil kültür sanat yapılarına da ayrı önem vermiş. Güzel Sanatlar Dairesi, Marangozhane, Kütüphane, Müze, Tiyatro, Fotoğrafhane yapıları sarayda dikkat çekmektedir. 2. Abdülhamit, saraya gelen yabancı misafirlerin özellikle Kütüphaneyi, Yıldız Çini Fabrikasını, Tiyatro Salonunu ve Fotoğrafhaneyi görmelerini istermiş. Yine saray koleksiyonundan derleyip sarayda açtığı müze dikkat çeken bölümlerden biridir diyebiliriz . Aynı zamanda 2. Abdülhamit dünyanın her yerinden gelen sanatçıları sarayda himaye etmiş bir yöneticidir.
Bahçeye özel önem vermiş
- Abdülhamit’in çokça vakit geçirdiği alanlardan birisi de sarayın bahçesidir. 2. Abdülhamit Yıldız Sarayının bahçe ve korosunda yurt dışından gelmiş uzman ve bahçıvanları çalıştırmış. Dünyanın değişik ülkelerinden getirilmiş ağaç ve bitki türlerinin yanında, kuşlara, kedilere, köpeklere ve atlara saray bahçesinde özel bir alan yaptırmış. Yine sarayda kış bahçeleri, limonluk ve seralar dikkat çekmektedir.Tahta çıkışının 25. Yılında ise şehre Hamidiye Sularını getirten 2. Abdülhamit hem şehre hem saraya pek çok çeşme yaptırmıştır.
12 bin kişiye kapı açmış
- Yıldız Sarayı diğer sarayların arasında hem tek bir binadan oluşmamasıyla hem de bahçe ve çevre düzenlemesiyle öne çıkar. Yapıldığı dönemin saray mimarisinin dışına çıkan bir yapıdır diyebiliriz. Aynı zamanda Osmanlı döneminin son sarayı olarak geleneksel Türk saray yapısını sürdüren son mimari eser olarak kayıtlara geçer. 2. Abdülhamit’in sarayın çevresindeki özel mülkleri satın alarak çevresini genişlettiği ve o dönemde Beşiktaş ve çevresinin kültürel ve ekonomik olarak en canlı dönemini yaşadığını yine kitaptan öğreniyoruz. Devletin merkezinin Yıldız’a taşınmasıyla birlikte sarayda 12 bin kişilik bir nüfusun olduğu o dönemin kayıtlarında yer alır.
-
Polisiye romanlara oldukça meraklı bir padişah
Yıldız Sarayı, devletin idari merkezi olduğu gibi 2. Abdülhamit’in sistemli ve bir o kadar zengin alışkanlıklarına göre planlanmış günlük hayatına ev sahipliği yapan bir mekandır. 2.Abdülhamit boş vakitlerini Yıldız Sarayı’nın bahçesinde geçirmeyi severdi. Özel kuşhanesi vardı. Nadide kuşların olduğu bir kuşhaneydi. Marangozhanesinde ise çalışır ve devlet işlerinden yorulan zihnini bedenen çalışarak dinlendirirdi. Onun yaptığı ahşap eserler sanatçı kimliğini öne çıkarmaktadır. Yine geceleri uyumadan önce polisiye kitaplar okuttuğu bilinir. Müziğe ve tiyatroya ise özel ilgisi vardır. Sarayın içinde inşa edilen tiyatro sahnesinde dünyaca ünlü sanatçıların gelip oyun sergiledikleri bilinmektedir. Yine 2. Abdülhamit’in fotoğrafçılığa ve mimariye de özel ilgisi olduğu ve hatırı sayılır çok önemli bir fotoğraf koleksiyonu bulunmaktadır.
EŞYALAR SATILIYOR SARAY GAZİNOYA VERİLİYOR
2. Abdülhamit görevden alındıktan sonra saltanat döneminde Abdülhamit’e duyulan öfke Yıldız Sarayı’na da gösterilmiştir. Sarayın sahip olduğu zenginlikler kısa sürede farklı kurum ve kuruluşlara dağıtılmış ya da zarar görmüştür. Tanin gazetesinde ‘Abdülhamit mezatı’ başlıklı haberde saraydaki kuş, kedi köpek gibi hayvanlar için mezat yapılacağı haberi yer alırken bir süre sonra da aynı gazetede Abdülhamit’in halı ve seccadelerinin açık arttırmayla satılacağı haberi çıkar. Bu arada sarayda iki de yangın yaşanır ve bu dönemde de eşyalar ve yapılar zarar görür. Cumhuriyet devrinde ise saray farklı kurumların hizmetine verilmiş. Bu dönemde her kurumun yaptığı yeni eklemeler, tamirler ve değişimle Yıldız Sarayı bütünlüğünü ne yazık ki koruyamamış ve bazı yıkımlar gerçekleşmiş.
Kitaptan öğrendiğimize göre 2. Abdülhamit sonrası Yıldız Sarayı’nın bir bölümü Harp Akademisi’ne veriliyor. 1974 yılında Harp Akademisi’nin Ayazağa’ya nakledilmesiyle burası boşaltılıyor. Yine arşiv belgelerine göre sarayın bir başka bölümü de Polis Akademisi tarafından kullanılmış.Ancak en ilginç olanı Cumhuriyet döneminde yaşanıyor ve saray çıkarılan bir kanunla yabancılara gazino olarak kullanılması için kiraya veriliyor. Saray, Bakanlar Kurulu kararıyla 1924 yılında çıkarılan bir kararnameyle “Memleket ekonomisinin kalkınmasını sağlayacak yabancı turistlerin rağbetlerini sağlayabilmek maksadıyla, içerisinde her türlü medenî ihtiyacı karşılayacak oyun ve dans salonları bulunan gazino ve müesseseler vücuda getirilmesi için” Yıldız, Feriye ve o günlerde harabe hâlinde bulunan Çırağan Sarayları’nın yabancı şirketlere kiralanabilmesi için İstanbul Belediyesi’ne yetki veriliyor. Yıldız Sarayı’nın mefruşat deposu ise bu kararnameden sonra bazı eşyalarıyla birlikte müze müdürlüğüne devrediliyor. Dolmabahçe Sarayı’nın Harem mutfağı, Yıldız ve diğer sarayların mutfaklarında bulunan dökme sobalar ve yemek sobaları ise satışa çıkarılıyor. Müzayedede satılamadığı için kumarhanenin işletmecisi Mario Serra’ya pazarlıkla satılmaya karar veriliyor. Ancak daha sonra satmak yerine kiraya veriliyor. Kumarhane ise 26 eylül 1926’da İçişleri Bakanı Cemil Bey’in (Uybaydın) katıldığı bir törenle açılıyor. Bir yıl sonra ise polis baskın düzenleyerek kumarhaneyi kapatıyor. 1938’de de bu kararname nihayet iptal ediliyor.
Yol çalışmalarıyla bölünen saray
2. Abdülhamit sonrası yaşanan bazı acı olaylardan dolayı saraydaki nadir kitaplardan, mobilyalara, sanat eserlerinden bahçe unsurlarına kadar pek çok eserin yer değiştirdiğini, kaybolduğunu ya da tahribata uğradığını yine kitaptan öğreniyoruz. Yıldız Sarayı, Cumhuriyet sonrası da değişim geçirmiş. Özelikle sarayın dış çevresi ve saraya bağlı yapı ve binalar Beşiktaş’taki şehirleşme ve imara açılan yapılar yüzünden ya zarar görmüş ya da bir kısmı kaybolmuş.
Mesela 1940’lı yıllarda bir kısım binalar Nafia Fen Mektebi’ne verilmiş. Yıldız Korosu ise belediyeye verilmiş.1958’de ise açılan bulvar yüzünden saray zarar görmüş. Yine Boğaziçi Köprüsü için yapılan yol çalışmaları sırasında da sarayın dış bahçesi bölünmüş yeni yapılan yollar eklenmiş. Orhaniye Kışlası bu dönemde saray bölgesinden çıkmış.