Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) başta şiddet, yaşlılık, adalet olmak üzere kadınların yaşadığı toplumsal birçok yaraya dikkat çeken ve bu yaralar üzerine yeniden düşünmemizi isteyen güzel bir sergi var: Birlikte/Togæther
Amerikalı sanatçı Suzanne Lacy’nin bu sergisi sanatçının 70’li yıllardan itibaren hem tek başına ortaya koyduğu performans, video, fotoğraf sanatlarından hem de 80’li yıllardan bu yana gönüllülerin katılımıyla gerçekleşen toplumsal performans sanatlarının görsel belge ve videolarından bir seçkiyle oluşturulmuş. 14 Aralık tarihine kadar açık olan Birlikte/Togæthersergisi aynı zamanda dünyanın dört bir yanından yüzlerce insanı da aynı soruların etrafında ağırlıyor.

Kadın meselesine dair yeni sorular
1945 doğumlu olan sanatçı, toplum odaklı performans sanatın öncülerinden sayılıyor. Farklı nesilleri farklı ülkelerdeki insanları bu performans sanatlarında bir araya getiren sanatçı Lacy’nin kullandığı yöntem ise merak ettiği sorular etrafında insanları sohbet ettirmek. Lacy, böylece başta kadına yönelik şiddet, tecavüz, yaşlılık, ayrımcılık, eğitim ve iş fırsatları gibi toplumsal konular üzerine sohbet ederken bireylerin aynı zamanda yeni sorular sorup yeniden düşünmesini öngörüyor. Böylece kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkların nedenleri bir kez daha sorgulanırken toplumsal adalet duygusu da bir anlamda harekete geçiriyor.
Suzanne Lacy’nin Türkiye’deki ilk sergisi de böyle bir katılım ve dayanışmadan ortaya çıkmış çalışmalardan bir seçkiyle oluşturulmuş.
Geniş katılımcı işlere imza attı
Suzanne Lacy’nin 1970’lerden 2015’e kadar farklı dönemlerde hazırladığı performans sanatlarından Fısıltı, Dalgalar, Rüzgar ile Kristal Örtü 1983-87 yılları arasında iki farklı çalışmada yaşlanma ve yaş alan kadınların kişisel ve toplumsal deneyimlerine odaklanıyor. Kapıyla Sokak Arasında adlı 2013 yılındaki çalışması ise farklı kuşaklardaki kadınların eğitim, istihdam, aile ve göç gibi konuların toplum önünde konuşulmayan taraflarına dikkat çekiyor. Bu güzel işler arasında benim en çok dikkatimi çeken çalışma ise Kendi Elinde adlı 2014-2015 yılları arasında Ekvador’da yapılan kadına yönelik şiddet üzerine yapılmış çalışma oldu. Bu çalışmanın güzel tarafı şiddet hususunda erkeği suçlamak yerine onu bu şiddetin açtığı yaraları anlamaya davet etmesi. Kendi Elinde adlı bu çalışma şöyle ortaya koyulmuş: 2014-15 yılları arasında Ekvador’da on bini aşkın kadın uğradıkları cinsel şiddetle ilgili duygu ve düşüncelerini birer mektupla dile getirmişler. Bu anonim mektuplar 25 Kasım 2015 tarihinde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Ekvator’un başkenti Kito’daki bir Boğa Güreşi Arenası’nda erkek katılımcılar tarafından okunarak kayda alınmış. Daha sonra video enstalasyon olarak yeniden üretilen bu çalışmada dünyanın dört bir yanında yaşanan kadına yönelik şiddet olgusunu yüzlerce erkeğin sesinden bir kere daha duymuş oluyoruz.
Ayrıca sergide aşk ve sevgi üzerine Lacy’nin erken dönem işleri de oldukça dikkat çekici. Performans yanında foto-kolaj gibi teknikleri de kullanan Lacy, gündelik hayattan malzemeler ve konular kullanırken bu konular üzerine hepimizi de bir kere daha düşünmeye itiyor.
Aşk üzerine düşünmek
Mizahi bir dil ve kültürel metaforlar da kullanan Lacy, bedenin fiziksel gerçekliğini vurgulamak için hayvan organları kullanırken bunu aşk üzerinden şiddete dönüşmesine dikkat çekiyor.








